Özledim onu galiba. SIkca aklima geliyor. Her zaman iddia etmisimdir, 3 yilini gecirdigin bir insani ömur boyu unutmazsin. Hele ki bu 3 yil ilk yillarindansa. Cunku insan genlerinin ve yasadiklarinin bir birlesimi gercekten de. Yasananlar kimi seyleri pek fazla etkilemiyor. Zekayi örnegin. Belki altyapiyi da fazla etkilemiyor. Processor ayni kaliyor. Ama islenenler degisiyor, bu islenenler kullanilarak yeni mekanizmalar yaratiliyor. Ve bambaska oluyor tepkiler, atesleyiciler.
Evet hep ben iddia ettim asla asla tamamen bagimsiz olamayacagimizi birbirimizden. Ama yillardir hic dusunmuyorum onu. Iliskimizi oysa bol bol yargiladim. Cok daha sikayet etmisimdir. Nasil annemden sikayet ediyorum habire. (Ne de olsa altyapinin olustugu yillarda islenenlerin etkisi mutlak) Ama hic onu dusunmedim. Onunla ve sadece onunla paylastigim ne cok sey var, cogunu unuttum. Kapadim o koridorlari beynimde. Akil sorardim ona habire. Sanirim istedim ki, her seyden sonra bile, o da bana akil sorsun.
Dusunuyorum dusunuyorum. Hic ama hic normal olamadik biz. Ya o bana asik gözlerle bakti, ya tamamen kapadi kendini. Ben yogun duygusal tepkilere sakin cevap veremedim. Hala da bir cevabim yok bu sorulara. Yine de istiyorum ki bizden bir seyler yasasin. Yilda bir kez telefonda konusalim.
Konusuyorum iste... Onu taniyan yok bu memlekette.
Bir garipliktir gider benim diyarlarımdan
Güneşim varken ve ben onu gömmeden önce
Tüm harikalıkları beraberce yaşardık
Her şey o kadar iyiyken
Yeniden anılarla kaldık
Belki değil mutlak umudu paylaşırdık
Birdenbire kapılırdık o pembe hayallere
Birlikte tek bedende
Belki değil mutlak onurlu yaşardık
Birlikte tek bedende
Birdenbire uçardık o pembe bulutlara
-----------------------------------------------
Seni tanımayan yok bu şehirde
Salaş meyhanedeki Yorgo
Kır kahvesindeki Süleyman abi
Batakanedeki Mine
Son ada vapurunun demir parmaklıkları
Emirgandaki tahta masa
Bakırköydeki seyyar satıcı
Yeşilköydeki dondurmacı
Seni tanımayan yok bu şehirde
Yeter çek git güneşimden
Ya da beni bana bırak ne olur
Hiçbirsey beklemem ayrılırken
Seni tanımayan yok bu şehirde
Dönüşünü bekler
Evimdeki yastığım yorganım duvarım gitarım ben
Rüzgar bir hüznü oynatır yerinden
Ve sevgiyle ağlarım düne
Ve birikir içimde bir acı şehir ve sen
Aşkın içindeki çıplak ışıklardır
Geceler boyunca yanan
Geçmiş bir fırtına olur sürükler beni
Kahrolurum inan
Yeter çek git güneşimden
Ya da beni bana bırak ne olur
Hiçbirşey beklemem ayrılırken
Evet hep ben iddia ettim asla asla tamamen bagimsiz olamayacagimizi birbirimizden. Ama yillardir hic dusunmuyorum onu. Iliskimizi oysa bol bol yargiladim. Cok daha sikayet etmisimdir. Nasil annemden sikayet ediyorum habire. (Ne de olsa altyapinin olustugu yillarda islenenlerin etkisi mutlak) Ama hic onu dusunmedim. Onunla ve sadece onunla paylastigim ne cok sey var, cogunu unuttum. Kapadim o koridorlari beynimde. Akil sorardim ona habire. Sanirim istedim ki, her seyden sonra bile, o da bana akil sorsun.
Dusunuyorum dusunuyorum. Hic ama hic normal olamadik biz. Ya o bana asik gözlerle bakti, ya tamamen kapadi kendini. Ben yogun duygusal tepkilere sakin cevap veremedim. Hala da bir cevabim yok bu sorulara. Yine de istiyorum ki bizden bir seyler yasasin. Yilda bir kez telefonda konusalim.
Konusuyorum iste... Onu taniyan yok bu memlekette.
Bir garipliktir gider benim diyarlarımdan
Güneşim varken ve ben onu gömmeden önce
Tüm harikalıkları beraberce yaşardık
Her şey o kadar iyiyken
Yeniden anılarla kaldık
Belki değil mutlak umudu paylaşırdık
Birdenbire kapılırdık o pembe hayallere
Birlikte tek bedende
Belki değil mutlak onurlu yaşardık
Birlikte tek bedende
Birdenbire uçardık o pembe bulutlara
-----------------------------------------------
Seni tanımayan yok bu şehirde
Salaş meyhanedeki Yorgo
Kır kahvesindeki Süleyman abi
Batakanedeki Mine
Son ada vapurunun demir parmaklıkları
Emirgandaki tahta masa
Bakırköydeki seyyar satıcı
Yeşilköydeki dondurmacı
Seni tanımayan yok bu şehirde
Yeter çek git güneşimden
Ya da beni bana bırak ne olur
Hiçbirsey beklemem ayrılırken
Seni tanımayan yok bu şehirde
Dönüşünü bekler
Evimdeki yastığım yorganım duvarım gitarım ben
Rüzgar bir hüznü oynatır yerinden
Ve sevgiyle ağlarım düne
Ve birikir içimde bir acı şehir ve sen
Aşkın içindeki çıplak ışıklardır
Geceler boyunca yanan
Geçmiş bir fırtına olur sürükler beni
Kahrolurum inan
Yeter çek git güneşimden
Ya da beni bana bırak ne olur
Hiçbirşey beklemem ayrılırken
0 Comments:
Post a Comment
<< Home