Sunday, February 25, 2007
simdi aklima bu projeye alindigim haberini ögrendigim gun geldi. (gecmisten konusmayacagiz da neden konusacagiz, di mi?) nasil da sevindiydim. tam tamina 9 agustos 2005, gunlerden sali. munih'in marktoberdof ilcesinde siradan bir gun. oysa irem icin öyle böyle bir gun degil. birden 6 ay sonrasi belli olmus irem'in. yerinde duramiyor. bir de göbegi acila acila konusma yapiyor en flash isimler önunde. ve önundeki guzel cocugun saclarindaki jöle kalintilarina dokunuyor, yildizlarin altinda devam etmek uzere...
ve dönuyoruz gunumuze. burada, Globen'de, hicbir ilgim olmayan bir apartmanda, gecenin 2:12sinde dilini hala dogru durust anlamadigim, insanlarini cözmekte zorlandigim, dunyanin kuzey ucunda bir ulkede, gazetenin gelmesiyle -eskisi kadar olmasa da- sicriyorum.
ve dönuyoruz gunumuze. burada, Globen'de, hicbir ilgim olmayan bir apartmanda, gecenin 2:12sinde dilini hala dogru durust anlamadigim, insanlarini cözmekte zorlandigim, dunyanin kuzey ucunda bir ulkede, gazetenin gelmesiyle -eskisi kadar olmasa da- sicriyorum.
Allahim nerden girdim bu gayya kuyusuna?
Birden su guzelim(!) bytecode dokumanimin orasina burasina dokunurken, sonraki 1,5 yilim gözlerimin önunden geciyor. Biliyorum sIkca merak edecegim neden böyle bir ise girdim. Cevabi da yok onu da biliyorum. Neden ister insan kendini böyle bilinmezlerin dunyasina atmayi? Bilinenler sIkIcI oldugu icin mi? Tum bilinen seyleri biliyoruz sanki de bilinmeyenler kaldi...
(Nilufer- Dokunsalar Aglarim)
Ne yazilacak? Simdi java virtual machine var, adi gibi degil, aslinda var bu arkadas. Hepinizin bilgisayarinda hazir ve nazir, ve hatta telefonlarinizda da var. Nedir bu tantana peki? Bu iste JVM dilinde (JVML) bir programi alip onu calistiriyor. Ne derse bu program yapiyor yani.
Ne diyor bu programlar peki? Cok anlasilir seyler demiyorlar. Cok basit bi mekanizma var. Simdi böyle az miktarda komut var. (Syntax) Dokumana bunu bi yaziyoruz. Zaten ben 15 tanesini falan aliyorum dokumana. Bu komutlar genelde surdan al, buraya yaz, su fonksiyonu cagir tadinda. Alinan, yazilan seyler de cok basit. Benim su anda aldigim modelde bi sayilar var ortamda. Ama yakin zamanda harf dizileri de olacak. Simdi harf dizilerinde söyle bir durum var. Bu java arkadasimiz böyle bilgileri paketleyip siniflandirmanin sevildigi bir dil. Habire yeni paketcikler yapip bunlara ad veriyorsunuz. Ve fonksiyonlarinizi sadece belirli bir paket icin yaziyorsunuz. Harf dizileri de bu primitif dilde bir paket. Neyse, syntax dedigimiz dil taniminda ayni zamanda bu paketciklerin siniflarindan da bahsetmek gerekiyor. Örnegin dedigimiz gibi her fonksiyon bir sinifa mensup oluyor, ayni zamanda fonksiyonun uzerinde calistigi tum bilgilerin de siniflari oluyor. Ne biliyim 2 sayi uzerinde calisiyor mesela f fonksiyonu ve de C sinifina ait.
Butun bunlardan bahsettikten sonra bir de semantik var. Yani nasil calistiriliyor bu komutlar? Burada olay tabi bir butun. Bir static semantik var. Yani bu jargonda ortam dedigimiz seydeki tanimlamalar. Bu ortam arkadasimiz alip sizin programinizi okuyan hatirliyan bir sey. Ona C sinifinin f fonksiyonu nedir deseniz, size bir dizi satir verecek ve her satirda bir komut olacak. Ustune C sinifinin fonksiyonlari nedir deseniz, size f1, f2 vs. diyecek. Böyle bilgili bir arkadasimiz.
Esas action dinamik semantik kisminda tanimli. Siz pilgisayarda, bir programi calistirdiginizda aslinda olan su, diyorsunuz ki "Al JVM kardes, su fonksiyonu su su argumanlarla bi calistir bakalim" O da gidiyor önce bi ortama okutuyor sizin fonksiyonu ve tabi onun mensup oldugu sinifi. Sonra.. Sonra ne yaptigini bu dinamikle acikliyoruz iste. Diyoruz ki bizim bi makine var, bu makine halden hale gecer. Böylece sizin programi calistirir. Halleri anlatmak icin de cesitli teraneler var. Bu teraneleri anlatmak zorunda olmak (size degil de rapor/makale okuyucularimiza) bende acayip bir "az daha WoW oynasam" hissi yaratiyor. Gayya kuyusu, gayya.
Birden su guzelim(!) bytecode dokumanimin orasina burasina dokunurken, sonraki 1,5 yilim gözlerimin önunden geciyor. Biliyorum sIkca merak edecegim neden böyle bir ise girdim. Cevabi da yok onu da biliyorum. Neden ister insan kendini böyle bilinmezlerin dunyasina atmayi? Bilinenler sIkIcI oldugu icin mi? Tum bilinen seyleri biliyoruz sanki de bilinmeyenler kaldi...
(Nilufer- Dokunsalar Aglarim)
Ne yazilacak? Simdi java virtual machine var, adi gibi degil, aslinda var bu arkadas. Hepinizin bilgisayarinda hazir ve nazir, ve hatta telefonlarinizda da var. Nedir bu tantana peki? Bu iste JVM dilinde (JVML) bir programi alip onu calistiriyor. Ne derse bu program yapiyor yani.
Ne diyor bu programlar peki? Cok anlasilir seyler demiyorlar. Cok basit bi mekanizma var. Simdi böyle az miktarda komut var. (Syntax) Dokumana bunu bi yaziyoruz. Zaten ben 15 tanesini falan aliyorum dokumana. Bu komutlar genelde surdan al, buraya yaz, su fonksiyonu cagir tadinda. Alinan, yazilan seyler de cok basit. Benim su anda aldigim modelde bi sayilar var ortamda. Ama yakin zamanda harf dizileri de olacak. Simdi harf dizilerinde söyle bir durum var. Bu java arkadasimiz böyle bilgileri paketleyip siniflandirmanin sevildigi bir dil. Habire yeni paketcikler yapip bunlara ad veriyorsunuz. Ve fonksiyonlarinizi sadece belirli bir paket icin yaziyorsunuz. Harf dizileri de bu primitif dilde bir paket. Neyse, syntax dedigimiz dil taniminda ayni zamanda bu paketciklerin siniflarindan da bahsetmek gerekiyor. Örnegin dedigimiz gibi her fonksiyon bir sinifa mensup oluyor, ayni zamanda fonksiyonun uzerinde calistigi tum bilgilerin de siniflari oluyor. Ne biliyim 2 sayi uzerinde calisiyor mesela f fonksiyonu ve de C sinifina ait.
Butun bunlardan bahsettikten sonra bir de semantik var. Yani nasil calistiriliyor bu komutlar? Burada olay tabi bir butun. Bir static semantik var. Yani bu jargonda ortam dedigimiz seydeki tanimlamalar. Bu ortam arkadasimiz alip sizin programinizi okuyan hatirliyan bir sey. Ona C sinifinin f fonksiyonu nedir deseniz, size bir dizi satir verecek ve her satirda bir komut olacak. Ustune C sinifinin fonksiyonlari nedir deseniz, size f1, f2 vs. diyecek. Böyle bilgili bir arkadasimiz.
Esas action dinamik semantik kisminda tanimli. Siz pilgisayarda, bir programi calistirdiginizda aslinda olan su, diyorsunuz ki "Al JVM kardes, su fonksiyonu su su argumanlarla bi calistir bakalim" O da gidiyor önce bi ortama okutuyor sizin fonksiyonu ve tabi onun mensup oldugu sinifi. Sonra.. Sonra ne yaptigini bu dinamikle acikliyoruz iste. Diyoruz ki bizim bi makine var, bu makine halden hale gecer. Böylece sizin programi calistirir. Halleri anlatmak icin de cesitli teraneler var. Bu teraneleri anlatmak zorunda olmak (size degil de rapor/makale okuyucularimiza) bende acayip bir "az daha WoW oynasam" hissi yaratiyor. Gayya kuyusu, gayya.
Wednesday, February 21, 2007
anadoludan geldigim
giderek daha az hatirladigim bir gercek. yakinda
turkce anlamama, yazlari
gunesin parladigi bir yere gitme sansim olmasina,
zeytinyagli sarma/dolmaya dayanamama indirgenmek
uzere sanki. sasirtmiyor bu durum beni.
hatta aksi
sasirtiyor: iste bir erkan ogur sarkisinda, aniden,
bu huznun, ancak bir anadolulukla anlasilabilecegi
hissine kapiliyorum. "yanik" deriz ya, nasil cevriliyor?
yine gecende aklima edip cansever'in mendilimde
kan sesleri geldi: (ve de hatiralar denizinden
ahmet voyvoda sahneyi calar- dur dur simdi degil
ahmet hocam)
İnsan yaşadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
Suyunda yüzen balığa
Toprağını iten çiçeğe
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
Konyanın beyaz
Antebin kırmızı düzlüğüne benzer
Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir
Denize benzer ki dalgalıdır bakışları
Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına
Öylesine benzer ki
Ve avlularına
(Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)
Ve sözlerine
(Yani bir cep aynası alım-satımına belki)
Ve bir gün birinin adres sormasına benzer
Ah baskasi caldi esas sahneyi..Neden guzel seyler söyleyemiyorum
telefonda? Cunku biliyorum ki aglamaya baslayacagim 3. sözcukle.
Biliyorum potpori halini aldi ama Munir Nurettin'den Hasret de iste..
Nasil sevdirebilirsin disaridan birine TSM'yi? Nasil anlatabilirsin?
Kaybolmus bir zamanin muzigi o. Ahmet Hamdi Tanpinar'in
Huzur'unun zamaninda yasanan asklarin muzigi.
Yar senden kalinca ayri/neyleyim yazi bahari/ömrumun kalmadi hayri/gecmiyor gunler gecmiyor
Benim is sordugum soru: "You are always nice, aren't you?"
Arkaplanda bir travma olarak yasiyorum bu ayriligi. Önplanda
ispatim, ve patronlarin yuzleri. Bunu da her seyi yaptigim
gibi duygusallastirmak istemiyorum, bir seyler hissetme
cabalarima alet etmek istemiyorum.
(Hasret, bu arada, Baris S.'la birlikte oldugumuz o 3 aylik
ayrilik döneminin sarkisidir aslinda. Yepyeni bir ulkede
olmanin heyecani bile tenimi yatistiramamistir. Sonra
askimi inkar ettim, rahat ettim)
turkce anlamama, yazlari
gunesin parladigi bir yere gitme sansim olmasina,
zeytinyagli sarma/dolmaya dayanamama indirgenmek
uzere sanki. sasirtmiyor bu durum beni.
hatta aksi
sasirtiyor: iste bir erkan ogur sarkisinda, aniden,
bu huznun, ancak bir anadolulukla anlasilabilecegi
hissine kapiliyorum. "yanik" deriz ya, nasil cevriliyor?
yine gecende aklima edip cansever'in mendilimde
kan sesleri geldi: (ve de hatiralar denizinden
ahmet voyvoda sahneyi calar- dur dur simdi degil
ahmet hocam)
İnsan yaşadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
Suyunda yüzen balığa
Toprağını iten çiçeğe
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
Konyanın beyaz
Antebin kırmızı düzlüğüne benzer
Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir
Denize benzer ki dalgalıdır bakışları
Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına
Öylesine benzer ki
Ve avlularına
(Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)
Ve sözlerine
(Yani bir cep aynası alım-satımına belki)
Ve bir gün birinin adres sormasına benzer
Ah baskasi caldi esas sahneyi..Neden guzel seyler söyleyemiyorum
telefonda? Cunku biliyorum ki aglamaya baslayacagim 3. sözcukle.
Biliyorum potpori halini aldi ama Munir Nurettin'den Hasret de iste..
Nasil sevdirebilirsin disaridan birine TSM'yi? Nasil anlatabilirsin?
Kaybolmus bir zamanin muzigi o. Ahmet Hamdi Tanpinar'in
Huzur'unun zamaninda yasanan asklarin muzigi.
Yar senden kalinca ayri/neyleyim yazi bahari/ömrumun kalmadi hayri/gecmiyor gunler gecmiyor
Benim is sordugum soru: "You are always nice, aren't you?"
Arkaplanda bir travma olarak yasiyorum bu ayriligi. Önplanda
ispatim, ve patronlarin yuzleri. Bunu da her seyi yaptigim
gibi duygusallastirmak istemiyorum, bir seyler hissetme
cabalarima alet etmek istemiyorum.
(Hasret, bu arada, Baris S.'la birlikte oldugumuz o 3 aylik
ayrilik döneminin sarkisidir aslinda. Yepyeni bir ulkede
olmanin heyecani bile tenimi yatistiramamistir. Sonra
askimi inkar ettim, rahat ettim)
powered by performancing firefox
Tuesday, February 20, 2007
I Will Be Blessed (as in "i am blessed")
If the sun
Refused to shine
Down on me
'Till the end of time
As long as i have your caress
Your tenderness
I will be blessed
If the stars
Refused their light
Just for me
They stayed out of sight
If you say you love me best
I won't care less
I will be blessed
If the wind won't blow your name
Until i'm still
I will
If it's whispered from above
The highest hill
I will
If the moon
Up in the sky
Turned its face
From the lonely eye
I could never be distressed
Or love you less
I will be blessed
Refused to shine
Down on me
'Till the end of time
As long as i have your caress
Your tenderness
I will be blessed
If the stars
Refused their light
Just for me
They stayed out of sight
If you say you love me best
I won't care less
I will be blessed
If the wind won't blow your name
Until i'm still
I will
If it's whispered from above
The highest hill
I will
If the moon
Up in the sky
Turned its face
From the lonely eye
I could never be distressed
Or love you less
I will be blessed
Lisa Ekdahl
powered by performancing firefox
yazmisim ziyan olmasin...
gunlerdir sormadigima göre iyiyim. zaman olmadi zaten pek.
simdi... kis bayginlik getirmeye basladi. yine her sey fazla gelmeye
basliyor.
tirnaklarim gucsuz, saclarim ve cildim mutsuz. annem her zamanki gibi
keyfimi
kaciriyor. cok sigara, kahve iciyorum. öyle ki artik kahve etki etmiyor
örnegin.
spor yapacak vakit yok. isler yetismiyor. tum bunlar farketmiyor gerci,
cunku o var hayatimda. Ben bir sey demeden, beni özleyecegini
söyleyerek
gitti 1 haftaligina.
canim sIkkIn. surekli kendimi yetersiz hissediyorum. bir kere is:
hicbir sey sonuca ulasmiyor sanki, ve hep bir seyler eksik. bir daha hic 90 ustu not
alamayacagimi hissediyorum :) cunku olaylari tam olarak anlamaktan uzagim. konular
yandan yöreden geciyor. sonra hicbir sey yapmiyorum bu ara. midye gibi
kapaliyim.
ancak anliyorum insanlarin is dunyasi uzerine söylediklerini: sevdigin
degil zorunda oldugun insanlari göruyorsun. ve zaman geciyor. etrafimda gercekten
sevdigim insanlar olmasini özledim B. depresif degilim. her sey olur, bak
bile mutlu olabiliyorsam.. ama yaptiklarim siddetle anlamsiz görunuyor bazen.
hayatimin anlamli kismini hizla geride biraktigimi
powered by performancing firefox
it was infitely late at night
and i was busy rediscovering the wheel.. with such joy it was worth every moment i had been busy like that before. nouvelle vouge was accompanying, saying, "this is not a love song" and the joy was amplified by the sweet expectation of lisa singing..
powered by performancing firefox
Monday, February 19, 2007
albums...
lisa ekdal - sings salvadore poe
frida - soundtrack
nouvelle vouge - bande a part
brazilian girls - brazilian girls
VA - Spirits of Nature (UK)
VA- Best of Downbeat ChilllOut Lounge I
Pixies - Bossanova
frida - soundtrack
nouvelle vouge - bande a part
brazilian girls - brazilian girls
VA - Spirits of Nature (UK)
VA- Best of Downbeat ChilllOut Lounge I
Pixies - Bossanova
powered by performancing firefox
uncomfort, fear, anger, frustration, dissapointment,guilt/regret, inadequacy, hopeless/overloaded
powered by performancing firefox
how to master your emotions
- Which feeling is the dominating one?
- Identify what your desire is
- Voice your desire... in the appropriate way.
powered by performancing firefox
Friday, February 16, 2007
stressed
what a week! i feel so sleepy, yet so stressed i feel like getting my inside out.Wow is taking its time to install, and i am taking my time close to Globen area, in an apartment i most probably will not see after the next month. yet we have so many firsts here.
yes, what a week! i have spent 2 whole working days sleeping. yet i can not seem to get my brain out of its cave at the moment. my parents are out discovering various metro lines. they are to come over to the office at 16:30. i went home each evening this week to have dinner with them, and usually left the place around 20:50. caught the metro at 20:58. yet have not managed to go to bed early, not even once.
tuesday i worked heavily on Java model extensions for comp. ver. same until wednesday afternoon when we had an unpleasent conversation with Dilian. yesterday i tried to rework my proof until Algebra. i just realized i have algebra again today.
it is hopeless that i will manage to get finished with work.
yes, what a week! i have spent 2 whole working days sleeping. yet i can not seem to get my brain out of its cave at the moment. my parents are out discovering various metro lines. they are to come over to the office at 16:30. i went home each evening this week to have dinner with them, and usually left the place around 20:50. caught the metro at 20:58. yet have not managed to go to bed early, not even once.
tuesday i worked heavily on Java model extensions for comp. ver. same until wednesday afternoon when we had an unpleasent conversation with Dilian. yesterday i tried to rework my proof until Algebra. i just realized i have algebra again today.
it is hopeless that i will manage to get finished with work.
powered by performancing firefox
Wednesday, February 14, 2007
itiraf ediyorum ki
bazen "Serdar Ortac Reina'dan cikarken neler oldu?" gibi sorularla dolu programlari seyredesim geliyor. Seyredeyim ki bazi gunler 11e kadar uyumalarimi mazur görebileyim.
Wednesday, February 07, 2007
haägen dazs & munich (& memories)
...again.
baileys flavor is incredible.
and memories, like the corners of my mind, are still at corners of munich.
i realize again and again that whatever makes me feel sthg, be it a remote
and rather sad memory, i cling to it. because in the end, feelings makes us
feel alive.
baileys flavor is incredible.
and memories, like the corners of my mind, are still at corners of munich.
i realize again and again that whatever makes me feel sthg, be it a remote
and rather sad memory, i cling to it. because in the end, feelings makes us
feel alive.
Tuesday, February 06, 2007
kuzey italyanlar ve ingilizce
degisik yorumlari var.
örnegin promise=promayz, fixed=fixId..
more to come...
delivered=delivIrId, mixed=mixId etc.
örnegin promise=promayz, fixed=fixId..
more to come...
delivered=delivIrId, mixed=mixId etc.
Thursday, February 01, 2007
my phone plays
tom petty - saving grace
violent femmes - see my ships
jars of clay - show you love
hande yener - sorma
stone sour - through glass
lindsey buckingham - under the skin
alalie lilt- weaving
my chemical romance - welcome to the black parade
groove armada- friend
queen - now i'm here
ezginin gunlugu - aygiz
johnny cash - personal jesus
norah jones - ruler of my heart
hande yener - sakin olmaliyim
selim sesler etc. - saniye'm
cascada - wouldnt it be good
kent - de andra
maria dolores pradera -
kirac - kan ve gul
thom yorke - the eraser
zara - ordunun dereleri
åsa jinder & cajsa .. - Av Längtan Till dig
novaspace - all through the night
gotan project - notas
selva erdener - ay giz
frida hyvönen - come another night
nouvelle vague - human fly
dj krush - skin against skin
elsa - open the door
infernal - from paris to berlin
violent femmes - see my ships
jars of clay - show you love
hande yener - sorma
stone sour - through glass
lindsey buckingham - under the skin
alalie lilt- weaving
my chemical romance - welcome to the black parade
groove armada- friend
queen - now i'm here
ezginin gunlugu - aygiz
johnny cash - personal jesus
norah jones - ruler of my heart
hande yener - sakin olmaliyim
selim sesler etc. - saniye'm
cascada - wouldnt it be good
kent - de andra
maria dolores pradera -
kirac - kan ve gul
thom yorke - the eraser
zara - ordunun dereleri
åsa jinder & cajsa .. - Av Längtan Till dig
novaspace - all through the night
gotan project - notas
selva erdener - ay giz
frida hyvönen - come another night
nouvelle vague - human fly
dj krush - skin against skin
elsa - open the door
infernal - from paris to berlin